Normal yaşlanma süreci içinde, tıpkı bizlerde olduğu gibi minik dostlarımızın vücut yapısında, organlarında ve özel sistemlerinde bir takım değişiklikler meydana gelir. Bunların bir kısmına vücut yapı ve fonksiyonlarındaki değişiklikler neden olabileceği gibi, çevresel faktörlerden kaynaklanan yaşam tarzı değişiklikleri de neden olabilir.
Minik dostlarımızın yaşlılık döneminde oluşan tüm değişimleri ve bu değişimlere karşı neler yapabileceğinizi şu şekilde detaylandırabiliriz.
Fiziksel değişimler: Özellikle 10 yaşından sonra vücuda alınan gıdanın parçalanması ve yakılması yavaşlar. Sindirim sistemin de gıdaların emilme düzeyleri azaldığı için de kilo alımı yavaşlar.
Farklı bir sağlık problemi bulunmayan minik dostlarımız için iyi kalitede, kolay sindirilebilir çok sayıda besin maddesi içeren (yaşlılar için) özel hazır mamaların tüketilmesi bu problemle mücadelede faydalı olabilir.
Vücut kondisyonundaki değişimler: Vücut doku kompozisyonundaki yağ ve kas oranları değişime uğrar, kas-doku oranı yaşlanma ile azalırken dokulardaki yağ oranı da artma eğilimi gösterir. Bunun etkilerini yürüyüş ve dengede görmeye başlarız. Kas dokusu, iskelet mekanizmasına destek olduğu için bu dokudaki incelme küçük dozlardaki darbelere karşı kemiklerin dayanma gücünü düşürerek, mikro veya tam kırıkların oluşmasına neden olur.
Yine iyi kalitedeki özel mamalar bu değişimi yavaşlatır. Düzenli olarak yapacağınız ve zorlayıcı olmayan günlük gezintiler minik dostunuzun kondisyonunu korumasına yardımcı olur.
İskelet sistemindeki değişimler: İskelet sistemi yaşlılık ile birlikte büyük değişime uğrar. Kemik doku içindeki kalsiyum oranı azalmaya başlar. Asıl büyük değişim eklem esnekliğinde ve hareket açısında azalma olarak karşımıza çıkar. Bir koltuktan diğer koltuğa atlayabilen minik dostumuz yaşlılıkla birlikte bu özelliğini yavaşça kaybeder. Hareketleri yavaş ve dikkatlidir. Uzun yatışlardan sonra kalkması zorlaşır.
Bu durumda dostunuzun eklem ve çevre dokularına aşırı yük binmesini engelleyici şekilde bir yaşam tarzı oluşturmakta fayda vardır. Merdivenlerden koşar adım inmesini, yüksek yerlerden atlamasını, topla birlikte iki ayak üzerinde zıplamasını, ani yön değişiklikleri yapılmasına zorlayan her tür oyunları engellemeniz gerekir.
Vücut su miktarındaki azalma: Bu azalmaya su tüketiminde azalmaya paralel, suyun vücuttan atılım miktarındaki artma neden olur. Eğer vücut su miktarındaki azalma kontrol altında tutulamaz ise çok sayıda problemin çıkması kaçınılmazdır. Kuru gıda ile beslenen dostlarınızın önünde her zaman taze su bulundurmalısınız. Yine de su tüketimi az ise %50-75 oranında su içeren iyi kalite hazır konserve mamalar ile su alımını arttırabilirsiniz
Organ ve Sistemlerdeki değişimler: Duyu organlarındaki değişimler dikkat çekicidir. Hasta sahipleri bu değişimleri hemen fark eder. Dildeki tat hücrelerinin azalması beslenme miktarını azaltır. Gözdeki değişimler uzaktan sahibini tanıyamama, çevrede olup bitenlere kayıtsız kalma olarak kendini gösterir. Duyma yetersizlikleri ise çağrılara tepkisizlik olarak fark edilir.
Diş ve çevresindeki dokulardaki değişimler: Beslenme üzerinde çok etkilidir. Diş taşları ve periodontal hastalıklar; ağız kokusu, ağrılı yemek yeme veya yemenin tamamen kesilmesi, tehlikeli bir enfeksiyona neden olabilir. Diş ve çevresindeki sorunlar ve bu sorunların neden olabileceği hastalıklar tedavi edilebilir.
Yutmada güçlük : Özellikle yemek borusunun kasılma özelliklerini kaybetmesi beslenmenin azalmasına neden olur. Yumuşak ve kolay sindirilebilir gıdalara öğünlerde daha çok yer verilmesi minik dostunuz için faydalı olacaktır.
Mide ve barsak fonksiyonlarında azalma: Tokluk hissinin daha uzun sürelerde devam etmesine neden olabilir. Mide asiditesinin azalması ve barsak yapısının bozulması da besinlerin emilimini yavaşlatan durumdur.
Karaciğer ve safra fonksiyonlarında azalma: Sindirim sistemini bütünüyle etkiler. Yaşlılıkla birlikte karaciğere gelen kan miktarı azalmaya başlar. Karaciğer dokusundaki özel hücrelerin miktarının azalması ile birlikte de bazı besin maddelerinin emilimi azalır. Kalsiyum, demir, folik asit, B12 bunlardan bazılarıdır. Bu maddelerin emiliminin azalması başka problemlere neden olabilir.
Bağışıklık sisteminde zayıflama: İmmun sistem yaşlılık ile birlikte ciddi anlamda etkilenir. Bu sistemdeki hücreleri üreten dokular yaşlılık ile birlikte etkinliğini kaybetmeye başlar. Azalan bağışıklık sistemi birçok enfeksiyona karşı minik dostunuzu korunmasız bırakabilmektedir.
Sinir hücrelerinde azalma: Uyarımlara verilen cevaplarda azalma ve öğrenilenlerin anımsanmasın da yavaşlamalar veya tamamen kayıplar görülebilir.
* Bazal metabolizma yavaşladığı için besin ihtiyaçları da azalır.
Tüm bunlar dışında daha birçok sistemsel değişim, minik dostunuzun yaşlılık döneminde ortaya çıkabilir. Ancak Klinik Veteriner Hekimliğinde tüm bu sorunların üzerinden gelinmesi için birçok yöntem kullanılmaktadır.
Fakat genellikle evcil hayvan sahiplerince bu problemler geç fark edilmektedir. Bunların önüne geçilmesi amaçlı aşağıda belirtilen şekilde bir sağlık programı çok faydalı olacaktır.
7 yaş ve üzeri tüm kedi/köpeklerin 3 ayda 1 defa detaylı bir fiziksel muayeneden geçirilmesi çok faydalıdır. Fiziksel muayenede birçok hastalık erken teşhis edilir. Örneğin bir nohut tanesi büyüklüğündeki derideki bir üreme, muayenede tespit edilerek ileride oluşabilecek tümöral bir durum önlenebilir.
Kalp vurum şiddeti ve sayısı dinlenerek var olan anomaliler fark edilip tedavi prosedürü işletilebilir. Fiziksel muayeneler bu bağlamda büyük önem taşır.
Biyokimyasal testler iç organların çalışma düzenleri hakkında hekime bilgi veren en önemli kaynaklardan biridir. Eskiden uzun süren ve meşakatli olan bu testlerin uygulama süresi gelişen teknoloji ile çok kısalmıştır. Üstelik kolayca sonuçlandırılmaktadır.
7 yaş üzeri petler için yılda 1 kez, 10 yaş ve üzeri petler için ise 6 ayda bir kez uygulanan rutin biyokimyasal kontroller, başta karaciğer ve böbrek olmak üzere vücudun çok önemli organlarının durumunu ortaya koyar.
Fiziksel muayenede elde edilmesi olanaksız veriler erken teşhis ise hayat kurtarır. Biyokimyasal testler ve yorumlanması ile ilgili bilgileri buradan öğrenebilirsiniz.
Röntgen ve ultrason başta olmak üzere yaşlılık döneminde sıkça kullanılır. Yılda 1 defa yapılması tavsiye edilir. Fakat asıl kararı hekiminiz verecektir. Çeşitli organların boyut ve doku özelliklerinin bilinmesi, biyokimyasal testlere ek olarak kullanılan ölçütlerdir. Görüntüleme tekniklerinin düzenli olarak kullanılması, vücut içi oluşabilecek tümöral oluşumların varlığının saptanması açısından da önemlidir.
Tüm bu kontroller ile minik dostunuzun yaşlılık döneminde oluşabilecek birçok problemi önceden tespit edilebilir. Erken teşhisin ardından doğru tedavi ile çok iyi sonuçlar alınabilir.
Sizler de Veteriner Hekiminize danışabilir, bu konularla ilgili bilgi alıp yapılacaklar ile ilgili bir program oluşturabilirsiniz.